Deprem bölgesinde aktif çalışan genç gazetecilerden biri olan Medine Mamedoğlu’nun Nevin Sungur editörlüğünde hazırladığı video-haberde, Adıyaman’da depremler sonrası yaşanan su sıkıntısı depremzede kadınların perspektifinden irdeleniyor.
Medine Mamedoğlu.
Maraş merkezli yaşanan depremlerden en çok etkilenen kentlerden biri de Adıyaman. Üç bine yakın binanın yıkıldığı, resmi rakamlara göre ise 11 bin yurttaşın yaşamını yitirdiği depremin üzerinden altı ay geçti.
Aradan geçen sürede halk temel yaşam ihtiyaçlarını karşılamakta hala zorluk çekiyor. Şebeke suyu hattında bulunan borular, depremle zarar görürken, yapılmayan çalışmalar nedeniyle halk şebeke suyuna aylarca erişemedi. Akan şebeke suyunu da temiz olmadığı için günlük yaşamlarında kullanamayan yurttaşlar ciddi bir su sorunu yaşıyor. Temiz suya erişimde ciddi sıkıntıların yaşandığı kentte halk kendilerine gelen suları sınırlı düzeyde tüketmek zorunda kalıyor.
“Depremde korku yaşadık, ev gitti, eşya gitti, ortada kaldık. Bizi alıp buraya getirdiler, su yok, çadır verdiler. O da devlet çadırı değil, şirket çadırı. Suyumuz temiz değil. Bir aya o da kesilir” diyor depremzede Zeynep Yorulmaz.
Susuzluk en başta kadınları etkiliyor. Yemek yapmak, bulaşık ve çamaşır yıkamak gün geçtikçe zorlaşıyor. Çocuklar leğenlerde yıkanıyor, tuvalet ihtiyacı ise ilkel koşullarda gideriliyor.
“Yerel yönetimler hiçbir eleştiri duymuyor”
Eskiye oranla azalan yardımlar da kentte su krizini derinleştirirken, suya erişimin kısıtlı olduğu çadır ve konteyner kentlerde hijyen sorunları da yaşanıyor. Suyu azar azar kullanan kadınlar bulaşıklarını çeşme veya depo alanlarında yıkıyor.
“İshal, karın ağrısı, mide ağrısı, baş ağrısı… Yaz günü, sıcak,” diye isyan ediyor bir başka depremzede.
“Defalarca her platformda dile getirmemize rağmen, maalesef yerel yönetimler bu konuda kulaklarını kapatmış, hiçbir eleştiri duymuyor” diyen uzmanlar, salgın hastalıkların artmaması ve su sorununun çözüme kavuşması için yerel yönetimlere çağrıda bulunuyor.
*Bu video-haber, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin “Kadın Dayanışma Fonu” katkılarıyla, Haber Var, SES Ver!: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi bünyesinde hazırlanmıştır.
Haber Var, SES Ver!: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi hakkında
Depremin ilk anından itibaren yaşanan felaketin boyutlarını hem Türkiye’ye hem de dünyaya gösteren, depremzedelerin yaşadığı farklı birçok sorunu gündemleştiren bölgedeki kadın gazeteciler, bir yandan kayıpların yasını tutarken bir yandan da deprem bölgesinin sesi oluyor.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Haber Var, SES Ver: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi’ deprem bölgesinde yazılı ve görsel içerik üreten kadın gazetecileri desteklemek için tasarlandı.
Destek kapsamında deprem bölgesindeki 4 ilden 4 kadın gazeteciye hibe ve birebir editörlük/mentorlük desteği veriliyor.
Kasım sonuna kadar devam edecek projede, gazeteciliği meslek edinmiş ve kendisini mesleki olarak geliştirmek isteyen, gazetecilik meslek ilkelerine saygılı, toplumsal duyarlılık ve sorumluluk taşıyan 4 gazeteci araştırmaya dayalı yazılı dosya haber veya video-haber üretecek.
Kadın gazeteciler arasında dayanışmanın güçlenmesi amacı da taşıyan projeye genç gazeteciler Medine Mamedoğlu, Marta Sömek, Jiyan Cin Erkılıç ve Burcu Özkaya yaptıkları haberlerle, deneyimli gazeteciler Nevin Sungur, Candan Yıldız, Banu Güven ve Mehveş Evin ise editör/mentor olarak katkı veriyor.